Page 167 - My Project1

Basic HTML Version

163
Mesleki ve Teknik Eğitimin Toplumsal Algısı ve Öğrenci Profili
kanlığı koordinasyonunda ve MYK’nın sekretaryasında İstihdam ve Mesleki Eğitim İlişkisinin
Güçlendirilmesi Eylem Planı hazırlanmıştır. Eylem Planında aşağıda sıralanan dokuz öncelik
alanı ve bu öncelik alanlarına ilişkin tedbirler yer almaktadır. Bu öncelikler şunlardır:
1. Ulusal Yeterlilik Çerçevesinin oluşturulması
2. Ulusal meslek standartlarına göre eğitim ve öğretim programlarının güncellenmesi ve
uyumlaştırılması
3. İş gücü piyasasına ilişkin ihtiyaç analizlerinin periyodik olarak yapılması ve değerlendirilmesi
4. Mesleki ve teknik eğitim ortamlarının iyileştirilmesi, eğiticilerin niteliğinin artırılması ve
yeni bir okul yönetim sistemi tasarlanması
5. Mesleki eğitim ve öğretim kurum ve kuruluşlarının onaylanması
6. Hareketlilik, yeterlilik ve mesleki eğitimle ilgili Avrupa Birliği tarafından geliştirilen araçların
uygulanmasında iş birliği yapılması
7. İş gücü yetiştirme kurslarının etkinliğinin artırılmasında iş birliğinin güçlendirilmesi
Ülkemizde iş gücü piyasasının taleplerine uygun nicelik ve nitelikte eleman yetiştirilmesi he-
deflerine ulaşılamamıştır. İşletmelerin işe uygun eleman bulamama şikâyetleri artmaktadır.
Öte yandan, kamusal sistemin etkin ve verimli çalışmaması, işletmeleri eğitime büyük kay-
naklar ayırmak zorunda bırakmaktadır. Mesleki eğitim kurumları mezunlarının büyük kısmı
işletmelerde işe başladıklarında ilgili pozisyonun yeterliliklerine sahip olmadıkları görülmek-
te, adeta ikinci bir eğitim süreci gerekli olmaktadır. Bu nedenle, işletmeler yasal yükümlü-
lüklerin yanı sıra okullarda yeterince verilemeyen eğitimin maliyetini de ödemektedir. Bu
durum ulusal düzeyde büyük bir kaynak israfı yaratmaktadır (İlter, 2008).
Mesleki ve teknik eğitim mezunlarının istihdamını kolaylaştırmak için, eğitim programlarının
çeşitlendirilmesi de düşünülmelidir. Çünkü Türkiye’de, mesleki ve teknik eğitimin, daha çok
endüstriyel teknik alanlara yönelik olarak faaliyet göstermesi, uygulamada bazı sorunlara
yol açmaktadır. Nitekim birçok gelişmiş ülkede, iş dünyasındaki nerdeyse bütün meslekler
okul sistemi ile kazandırılmaktadır. Ülkemizde ise piyasadaki birçok iş, henüz eğitime konu
olabilecek bir meslek olarak görülmektedir. Örneğin ayakkabıcılık, fırıncılık, kasaplık, bakkal
ve manavlık vb. meslekler, çoğu zaman aile işi olarak babadan oğula geçmekte veya herhangi
bir nitelik ve özelliğe bağlı olmadan herkesin yapabileceği sıradan işler olarak görülmektedir.
Bu durum, adı geçen mesleklerin çağdaş standartlarda icra edilmesi önündeki en büyük
engellerden birisidir. Bunun için, Türk mesleki ve teknik eğitim sisteminin bu hizmet alan-
larındaki meslekleri de kapsayacak şekilde çeşitlendirilmesi ve bu konudaki eğitimin de bu
işletmelere dayandırılması gerekir. Bunun sağlanmasında ise, söz konusu mesleklerin net
olarak sınıflandırma ve tanımlanmasını yapacak, denetleme ve belgelendirme komisyonları
kurulmalıdır (Akpınar, 2004).