Page 5 - My Project1

Basic HTML Version

1
Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ömer Dinçer’in Konuşması
Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’in
“Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı”nda
Yaptığı Konuşma Metni
24 ŞUBAT 2012
ANTALYA
Çok Değerli Konuklar
Değerli Katılımcılar
Değerli Basın Mensupları
Ülkemizin önemli sorun alanlarından birini oluşturan mesleki ve teknik eğitimi tüm boyutla-
rıyla yeniden değerlendirmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. Değerli akademisyenleri-
mizi, sivil toplum kuruluşları temsilcilerini, kamu kurum ve kuruluşları ile sektör temsilcilerini
bir araya getiren toplantımızın başarılı geçmesini diliyor, hepinize hoş geldiniz diyorum.
Şu bir gerçek ki, nitelikli insan gücü ihtiyacının karşılanması, dışa açılma ve uluslararası rekabet
gücünü artırma çabası içinde olan ekonomimiz için, mesleki ve teknik eğitimin hayatî önem
taşıdığı noktasında hepimiz hemfikiriz.
Sosyo-ekonomik gelişmenin en önemli itici gücünü, verimlilik artışının en önemli unsurunu,
toplumların ve işgücünün eğitim düzeyi oluşturmaktadır. Yüksek teknolojinin kullanıldığı bilgi
temelli ekonomilerde ise, iş gücünden beklenen nitelikler geçmişle kıyaslanmayacak kadar
yüksek bilgi ve beceri gerektirmektedir.
Türkiye’de çok uzun yıllar boyunca, okumasından ümit kesilen çocuklar “hiç olmazsa bir
meslek edinsin” diye anne-babalar tarafından mesleki eğitime yönlendirilmiştir. Hayat ne
kadar değişirse değişsin, toplumsal zihniyet ve algılar ne yazık ki bugünden yarına değişmiyor.
Bu algının gençlerimizin gelecek vizyonlarını da etkileyecek kadar güçlü ve yerleşik bir geç-
mişi bulunmaktadır. Buna bir de çocukları mesleki ve teknik eğitimden uzaklaştıran yanlış
politik kararlar ve uygulamaları eklediğimizde, belki de ilk yapılması gerekenlerden birini;
mesleki eğitimin toplumdaki algısını değiştirmek gelmektedir.
Kuşkusuz anne-babaların ve toplumun olduğu kadar, mesleki ve teknik eğitim alanındaki
tüm paydaşların da bilgi temelli bir ekonomideki rollerini sürekli olarak gözden geçirmeleri
gerekmektedir.
Bunu yaparken de, tıpkı bu çalıştayda olduğu gibi tüm tarafların bir araya gelerek işbirliği için-
de çalışmamız ve dinamik bir yapı içerisinde değişen şartlara uygun yeni pozisyonlar almamız
hayati öneme sahiptir.
Mesleki ve teknik eğitim doğası gereği çok büyük ve pahalı yatırımlar gerektirirken, bir taraf-
tan da makine ve cihazların sürekli olarak yenilenmesi ihtiyacı, halihazırdaki sistemle sorun-
larımızın çözülemeyeceğini sarih bir biçimde ortaya koymaktadır.
Bu mesele ne sadece Bakanlığın, ne sadece özel sektörün ne de diğer kurum ve kuruluşların
meselesidir. Bu hepimiz için stratejik değeri olan bir meseledir ve çözümü de hepimizin
gayreti ile olacaktır.